Skip to main content

Basamak Korelasyon Sinir Ağı

BASAMAK KORELASYON SİNİR AĞI (CASCADE CORRELATION NEURAL NETWORK)

Basamak Korelasyon ağı, yapay sinir ağları içerisinde yeni ve öğreticili/denetimli öğrenme algoritması olarak yer almaktadır.  Bir ağın içindeki sabit topoloji de ağırlıkları ayarlamak yerine, Basamak Korelasyon ilk önce minimum ağ ile başlar, sonra otomatik olarak eğitir ve yeni gizli birimleri tek tek ekleyerek çok katmanlı bir yapı oluşturur. Eğer yeni gizli birim ağa eklenirse, giriş tarafındaki ağırlıklar dondurulur. Eklenmiş olan bu birim kalıcı bir hal alarak ağda özellik sezinleyici (feature-detector) olur ki bu durum daha karmaşık özellik sezinleyiciler için yeni çıkışlar üretme veya yeni yaratımlar için, olanak sağlar. Basamak Korelasyon yapısı var olan diğer algoritmalara nazaran bazı avantajlara sahiptir: çabuk öğrenir, ağ boyutuna ve topolojisine kendi karar verir, eğitim kümesi değişse dahi kurulmuş olan yapı kendini korur ve ağın bağlantıları aracılığıyla hata sinyallerinin hiçbiri geri yayılım gerektirmez.

Geri Yayılımlı Öğrenme Neden Yavaş?

Basamak Korelasyon öğrenme algoritması geri yayılım öğrenme algoritmasının getirdiği problemler ve kısıtlamalar yüzünden geliştirilmiştir (Rumelhart, 1986). En önemli kısıtlamalardan bir tanesi geri yayılımın örneklerden öğrenmesi sırasında yavaş adımla gerçekleşmesi olayıdır. Basit bir kıyaslama problemlerinde bile, bir geri yayılım algoritması örneklerden istenen davranışı binlerce kez epok öğrenmesi gerektirir Bir epok (epoch) eğitim örneklem kümesi üzerinde tek bir geçiş olarak tanımlanır. Eğer örneklem kümesi ne kadar büyükse geçiş o kadar zaman almaktadır). Fahlman ve Lebiere 1990 yılında geri yayılım algoritmasının neden yavaş olduğunu sorgulamışlar ve analizleri sonucu iki önemli problemi ortaya çıkarmışlardır. Adım-büyüklüğü (step-size) problemi ile hareketli hedef (moving target) problemidir. Fahlman ve Lebiere tarafından da kabul edilen bir gerçek şu ki; geri yayılım algoritmasının yavaş olma problemine etki eden başka faktörlerin de bulunduğu ama henüz tespit edilemediğidir (Fahlman ve Lebiere, 1990).

(http://www.computerhope.com/jargon/b/bnn.htm, 2017)

Devamını Oku

Yapay Sinir Ağları

YAPAY SİNİR AĞLARI

Bilgisayar teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte insanoğlu neredeyse tüm işlemlerini bu yenilikçi teknolojiler üzerinde yapmakta ve yeni yöntemlerin bulunmasına olanak sağlamaktadır. İşte bu yüzdendir ki, 1980’li yıllarda ortaya atılan makinanın insan gibi düşünebilmesi fikri ortaya atılmış, 1990’lı yıllara gelindiğinde ise Yapay Sinir Ağları teknolojisi iyiden iyiye hızlanmış ve büyük bir gelişme görülmüştür.

Yapay Sinir Ağları, Yapay Zekâ kavramı altında oluşan bir alt başlık olup, bu konuya ilgi duyan araştırmacıların odak noktası haline gelmiştir.

Bu bölümde Yapay Sinir Ağları teorik açıdan anlatılmış olup, alt başlıklar halinde uygulamaları yer almıştır.

Yapay Sinir Ağları Tanımı ve Tarihçesi
Yapay sinir ağları örneklerle ilgili bilgiler toplamakta, genellemeler yapmakta ve daha sonra hiç görmediği örnekler ile karşılaştırılınca öğrendiği bilgileri kullanarak o örnekler hakkında karar verebilmektedir. Yapay sinir ağları bu öğrenebilme ve genelleme özellikleri nedeniyle günümüzde birçok bilim alanında geniş uygulama olanağı bulmakta ve karmaşık problemleri başarı ile çözebilme yeteneğini ortaya koymaktadır (Ergezer vd, 2003).

Diğer bir tanıma göre yapay sinir ağları; insan beyninden esinlenerek geliştirilmiş, ağırlıklı bağlantılar aracılığıyla birbirine bağlanan ve her biri kendi belleğine sahip işlem elemanlarından oluşan paralel ve dağıtılmış bilgi isleme yapıları; bir başka deyişle, biyolojik sinir ağlarını taklit eden bilgisayar programlarıdır (Elmas, 2003).

Yapay sinir ağlarının dayandığı ilk hesaplama modelinin temelleri 1940’ların başında araştırmalarına başlayan W.S. McCulloch ve W.A. Pitts’in, 1943 yılında yayınladıkları bir makaleyle atılmış olmuştur. Daha sonra 1954 yılında B.G. Farley ve W.A. Clark tarafından bir ağ içerisinde uyarılara tepki veren, uyarılara adapte olabilen model oluşturulmuştur. 1960 yılı ise ilk neural bilgisayarın ortaya çıkış yılıdır. 1963 yılında basit modellerin ilk eksiklikleri fark edilmiş, ancak başarılı sonuçların alınması 1970 ve 1980’lerde termodinamikteki teorik yapıların doğrusal olmayan ağların geliştirilmesinde kullanılmasına kadar gecikmiştir. 1985 yapay sinir ağlarının oldukça tanındığı, yoğun araştırmaların başladığı yıl olmuştur (Mehra Pankaj Wah W Benjamin, 1992).

Yapay sinir ağlarının kullanım alanları: Kontrol ve sistem tanımlama, görüntü ve ses tanıma, tahmin ve kestirim, arıza analizi, tıp, haberleşme, trafik, üretim yönetimi olarak sayılabilir(Pirim, 2006). Çizelge 1’de geleneksel algoritmalar ile YSA’ların karşılaştırma tablosu görülmektedir.

Geleneksel Algoritmalar Yapay Sinir Ağları
Çıkışlar, koyulan kurallara girişlerin uygulanması ile elde edilir. Öğrenme esnasında giriş çıkış bilgileri verilerek, kurallar koyulur.
Bilgiler ve algoritmalar kesindir. Deneyimden yararlanır.
Hesaplama; merkezi, eş zamanlı ve ardışıktır. Hesaplama; toplu, eş zamansız ve öğrenmeden sonra paraleldir.
Bellek paketlenmiş ve hazır bilgi depolanmıştır. Bellek ayrılmış ve ağa yayılmıştır.
Hata toleransı yoktur. Hata toleransı vardır.
Nispeten hızlıdır. Yavaş ve donanıma bağımlıdır.

Çizelge 1 Geleneksel Algoritmalar ile YSA’ların Karşılaştırılması (Pirim, 2006)

Devamını Oku